13 Nis 2011

Sadece Aşk. . .

          Bir tek, sevgiLi değiştirir tüm dünyanızı. SeviLdiğiniz ve sevdiğiniz zaman bütün acıLar daha az yakar canınızı, daha az incite biLir hayat sizi.
          BiLirsiniz ki bunLarı atLatacağınız gerçek bir sevgiLinin omuzu, nefesi vardır arkanızda. ÖyLe büyük bir güçtür ki o. Siz payLaşmasanız da sevgiLi biLir içinizi dışınızı. Bazen tek keLime biLe etmezsiniz, sözLeri çoktan aşmışsınızdır siz ikiniz. Hani aynı anda aynı cümLeye başLamak gibi. . .Çok az insan sahiptir böyle bir sihre. Bir bakışından anlarsınız, çevrenizdekiLer başka şeylerden bahsetse biLe, yaLnızca siz aynı şeyi anLayıp güLersiniz birbirinize bakarak. Bu aradaki sihirdir, iki insanın birbirine dönüşmesidir. Bu yaLnızca sevgiLi iLe oLur. Yani bu keLime öyle basit bir keLime değiLdir. OLdukça güçlüdür, oLdukça etkiLidir ve
içinde duyguyu ve sevgiyi barındırır.
          SevgiLi oLmak da zor zanaattir vesseLam. Yürek ister, vicdan ister, adalet ister, sevmeyi biLmek ister, aşk ister, katLanmak ister, acı çekmek ister, onu mutLu etmek ister, emek ister, asaLet ister. Yani isterde ister. Ama iLk evveLa adam gibi adamLık ister. Sözüm, en ufak probLemden kaçanLara, sıkıLınca sıkıLdım diyip,kaçmayı marifet biLenLere ya da sevgiyi, sevgiLiLiği pazardan 1 kiLo domates almaya benzetenLere asLa değiL. . .
          KoLay iş değiL beLki bunLarı hissetmek ya da hissettirmek. SevgiLi oLmak birbirine sahip oLmak değiLdir, sahip çıkmaktır, yan yana yürümektir aynı yoLda.
          SevgiLi oLmak iLLa dip dibe ya da vıcık vıcık oLmak değiLdir ki. Her anını, her etkinLiğini onunLa payLaşmak zorunda da değiLsindir. SevgiLi oLmak sevdiğinin
manen yanında oLmaktır, ruhunda oLmaktır, nefesinde oLmaktır, canında oLmaktır. Bazen mesafeLer girer araya, bazen problemLer, bazen de psikoLojik dengesizLikLer ya da depresyonLar. Her şey oLabiLir kısacası araya giren. AsıL o zaman sevgiLi yanında oLmaLıdır, yoksa dünyanın yükü nasıL kaLkar üzerinizden. SevgiLinin bir tek güLüşü, bir tek sözcüğü bütün fırtınaLarı dindirir nasıl oLsa.  
          SevgiLi, iLLa güzeL anLarın ve anıLarın depoLandığı yer değiLdir. Hayatta acıLar da vardır, keder de. Hepsi bir bütündür yaşamda. GözyaşıyLa kahkaha iç içedir meseLa. Hiç ağLarken güLdüğünüz oLmadı mı aynı anda, benim çok oldu. . .
          Severken nefret etmediniz mi aynı insandan, ben ettim. Hayat bir bütündür ve
bu bütünLüğüyLe güzeLdir. Aynı
sevgiLi gibi...
          Bu yazı da sana sevgiLi. . .
          Tıpkı bundan önce ki gibi. . .  

9 Nis 2011

Tesadüf Müydü Senin Adın Yoksa Ben Başkasına Mı Benzettim. . .

          Baharın henüz cesaretini topLayamamış, ürkek gün ışığı; bir hapishane koğuşundan farksız odamın ufak penceresinden uyku mahmuru gözLerimLe merhabaLaştı. . . Günün kuLağıma doğan iLk merhabasıyLa çıkıverdim yatağımdan.
          Lise yıLLarımdan kaLma aLışkanLığımLa buz gibi suyun ensemden akışının nefesimi kesişine bir kez daha aLışamadığımı fark ettim. . . 
          Sıradan bir günün monoton başLangıcı. . . 
          Güneş karşıLıyor beni, sokak kapısının menteşeLeri üzerinde bir kaç saniyelik vaLs gösterisinin bitimine işaret metaL sesine karışan iLk adımımda. . . 
          DudakLarımdan havaya karışıyor her adımımda sigaranın meteorolojik bulut rengi beyaz dumanı. . . 
          Bu üLkede zaten "devLet" çatısı aLtında adı anıLan hiçbir şey zaman kavramından haberdar değiLmişcesine hareket ediyor. Bu kervanın modern taşıtı otobüs, durakta dakikaLardır geLmesi için kendisini bekLediğimden bi haber. 
          KörükLü otobüsLerin, çocukLuk döneminde uyumam için beni emanet aLan beşikLeri anımsatan kendine has kıvrak hareketlerinden nasibimi sonuna kadar aLabiLmek adına kendime en uygun yeri seçiyorum. Kulağımda motor gürüLtüsü bir türLü bastıramadığı için fon müziği gibi kalan şarkıLar eşLik ediyor kitabın sayfaLarı üzerindeki keLimeLere. . . 
          OkuLdu sınavdı derken minareyi çaLan oLuyoruz kıLıfımız dünden hazır, plastik bardaktan taşan şerefeyLe kana karışmaya eLverişLi aLkoLe. . . 
          Sen geLiyorsun bir anda herkesLe adet yerini buLsun tanışma fasLı. . . Seni bir yerLerden tanıyor gibiyim. Hani biraz zorLasam çıkaracağım adını, tesadüf müydü senin adın yoksa ben başkasına mı benzettim. . . 
          "Sen de ister misin?" diyorum eLimde pLastik bardağa hapsolmuş votkayı kast ederek, "evet" diyorsun. Zamanı diLediğince yönetiLmek adına vücudunun çıkmaz sokakLarında yoLunu kaybediyor iki bardak votka. . . 
          Göz bebekLerim gözLerine tesLim oLuyor şakayLa karışık bir kaç keLimeLik diyalogların arasında.
          Zaman bağımsızLığını iLan ediyor biz henüz farkına varmadan, berberLiğimizin bir kaç saatLik payLaşımında.
          İçime işLiyor huzur doLu dokunuşLarın. unuttukLarımı hatırLatıyorsun bana bir bir. . . 
          Adına bir akrabaLık iLişkisi yaratıyorum hemen "aşk"La. . .
          En çok canımın yandığı yeri mühürLedim. Kimse giremiyordu ayLardır, bir müze havası esiyordu kaLbimde. ZiyaretLer geçici, bir bakıp çıkıyorLardı. . . 
          Oysa dudakLarından döküLen merhaba kuLakLarıma vardığında özgürLük çığLıkLarıyla doLdu ruhum. Hoş geLdin demeyi çok isterdim sana. Yaşanacak yarınLara beraber kefiL oLmayı meseLa. . .
           Beraberliğimiz kısa zaman dilimLerine pay ediLmiş. Zaman en büyük düşmanımız şimdi. İçime öyLe bir işLemişsin ki sevgiLi sarıLıyoruz ya uzakLaştığında göLgem acıyor. . . 
          Düne dair ne varsa unut şimdi!
          YüzyıLın aşkı başLıyor. . . 
          BaşroLLer tartışıLmaz; sen ve ben. . .